Friday, March 14, 2008

Yeni sezon

Sevgili okur,

Oguz Atay edasiyla lafa girdigime bakma. Harikalar yaratamayacagim. Bir cay icip kacacagim. Hatta hazirda yoksa, hic zahmet bile etme, bir bardak su alayim ben. Hatta hatta onu da birak, gel anlat iki kelimede nasilsin neler edersin. Bense senin gibiyim, hep bizim gibiyim, hepimiz gibi. 24 saat kendi etrafimda, 365 gun gunesin etrafinda donmekteyim. Dorduncu boyutta an ve an ilerlemekteyim. Inanabildigim kadar inanmakta, dusunebildigim kadar dusunmekteyim.

Sebebi ziyaretime gelince, onu da hemen belirteyim. Tebdil-i mekanda guzel bir seyler varmis. Oyle duydum. Eski sezonu kapatalim, yeni guzel seyler konusalim: icinden gelirse bir ugra.

Tuesday, April 10, 2007

41 kere

O kadar iyisin, o kadar iyisin ki, yok yok dukkani gibisin. Ustelik her sey bedava!

Ben de olsam yagmalardim valla.

kakilmis

Gel diyorum ben sana. Sen dedigime bakma, ben olmusum sen, lafim aslinda bana. Diyorum, neresi kaldi kacacak daha fazla? Kendim mi bir sehir kurayim en sonunda? Ne farkeder ki o zaman da, oldu olacak ben yine ben hala. Yoruldum artik ben dedim sana, sen dedigime bakma, ben bunu kendime cok onceden soyledim aslinda. Almadi ama kalin kafa, kalin ya kafa, almadi almadi almadi onu da. Muzigi de kapattim artik sonunda, icim kaldirmiyor daha fazla, bir o yana bir bu yana, seninle oyun oynacak gucum kalmadi daha. Ha sen yine sen dedigime bakma, dedim ya, bana diyorum aslinda, onca zaman zaten hep tek basimaydim bu yolda.

Tuesday, April 03, 2007

Nase yaneee?

Simdi viteslerimize geriye, daha dogrusu 'r'ye takarak, faulatun faulu zamanlarina dogru pek bir siirsel, pek bir fabl kivaminda yolculuk yaparak kendimize dersler cikaracagiz.

Takriben ve asgari 15 sene once.
Komedi Dans Uclusu vardi hani. TRT1'in padisah oldugu zamanlar olabilir. Belki, sehzade TRT2 de piyasada olabilir. Emin degilim. Ama Yalan Ruzgari cok cilgindi o zamanlar, ondan eminim. Niki ve Viktor evliydi, Esli'nin beklenmedik bir cekiciligi ve hala kulaklarimda duyabildigim cok catalli, bol sigara tuketmis bir sesi vardi. Onun disinda her sey cizgi filmdi zaten.

Herneyse, Komedi Dans Uclusu'nun, o zamanlar her nedense beni cok etkilemis bir sozu var. Soz dediysem, atasozu, ama ilk onlardan duymusum herhalde. O kadar ilginc gelmis olsa gerek ki, soyleyen adamin el, kol, yuz hareketlerini bile hatirliyorum televizyon ekraninda. Ve en onemlisi cok guldugumu hatirliyorum. Evet, ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha-haa! Gerzek gerzek ve ciglik cigliga ha-ha-ha-ha-ha-ha-ha'lar saldigimi hatirliyorum ortaliga.

"Elalemin agzi torba degil ki buzesin!"

Evet, o pek bir guldugum soz bu. Agiz, torba, agzi torba gibi yapip buzmek, buzmek zaten basli basina tuhaf bir kelime... Butun bunlar birlesip bayagi bir gidiklamisti o zamanlar. Ha-ha-ha-ha-ha-ha!!!

Hemen ayagimizi debriyaja basiyoruz, vitesimizi 'r'den 1'e atiyoruz.
Takriben ve asgari 15 sene sonrasi.
Simdi pek gulesim gelmiyor.

Isin ilginc yani da, bu tarz, kafamiza manasizca yerlesmis olan detaylar gun gelip basimiza dert olan seyler hep. Hani kitaplarda olur boyle, yazar adamin tekine cok artistik bir sey dedirtir, sonra edebiyat hocan da sana 'yazar burada ne demek istemis evladim?' der, sen tabi kitabin sonunu okumadigin icin cevap veremezsin, halbuki vesaireler vesaireler sonra o sozu yazar doner dolastirir da sana kapak yapar ama bunu sen daha bilemezsin, onun yerine bir seyler sacmalarsin, hoca da sana sifir verir. Sonra uyanik ogrencinin teki parmak kaldirir da bilir catir cutur kapar butun 10 puanlari Baris Manco'dan. Okumamis ama o da yani, ozetini almis birinden, ya ya sen uyu daha.

"Elalemin agzi torba degil ki buzesin!!" ozlu sozune geri donersek... Her bunun acisini cektigimde, bir daha hic birsey anlatmayacagim kimseye desem bile, sonra nereden bittigi hala daha belirlenemeyen bir "mutluluk paylastikca cogalir, uzuntu paylastikca azalir" inanisina kapilip, aciyorum agzimi yumuyorum gozumu. Sonra yine aynisi oluyor, yine beklemedigin anlarda beklenmedik ataklar, yorumlar, davranislar. Neden? Neden? Neden? Kimisi hayatlarinin her detaylarini bloglarda anlatiyorlar, o da apayri bir cesaret tabii. Bu cesaretin basina gelebilecek sifatlari yoruma acik birakip, programimizi yine aniden, hot diye bitiyoruz.

Iyi aksamlar.

Sunday, April 01, 2007

cekilebilirsin rifki

Yercekimi... Yer cekimi... bitisik mi yoksa ayri mi yaziliyordu, cikartamadim... Neyse, cumlemize devam edelim biz. Yercekimi, cok cekici bir sey. Okul kitaplarinda zat-i muhteremin formulu olsa bile, efsaneye gore bu kudretli guc, herkesi farkli derecede cekermis: kimisini guclu, kimisini hafif. Kimisini ceker kendine baglarmis, kimisini de cayira salarmis. Iste bu yuzdendir ki, dunya uzerinde, agirkanli ve tezcanli diye iki tip insan turu varmis. Canim tezcanlilar, dayanamaz, sabirsizlikla atletik adimlarla rekorlar kirmak isterken, kanim agirkanlilar, cekimin kuvvetiyle her seyi yavastan alirlarmis, aceleleri yokmus, olamazmis da, ayaklari agirmis. Ve bir gun, bir tezcanli ile bir agirkanli bir koprude karsilasmis. Koprunun ustunde zip zip kosturan tezcanliya agirkanli, 'yavas, dikkatli yuru, temkinli ol, yoksa kopruyu yikacaksin' demis. Tezcanli ise, 'ama sen de cok yavassin, bu hizla karsiya nasil geceriz, hizlan biraz' demis. Sonunda ne oldugunu ise daha efsane yazmamis. Efsane de agirkanliymis.

Tuesday, March 06, 2007

kopekten kediye fareden peynire

Ali yazdi,
Veli bozdu,
Didi olmuyor boyle arkadaslar hadi opusun bakayim dedi.
Ali yine yazdi,
Veli yine bozdu.

Sunday, March 04, 2007

9-8'lik gir darbukayi

Evet sayin seyirmeyiciler, saatlerimiz hizla geceyarisina, yani zamana bir cek yazacak kadar vakit bollugu yasiyor olsaydik rakamla 12'ye yaklasirken icimizi tarifsiz bir panik, bir atak, bir manik, on yuz bin pandik, bin yuz bin nanik kaplamakta. Bir yandan da menim nazli yarimla da bir turlu kavusamamaktayiz, bu durum ise Leman Sam'da ayri bir etki yaratip cilginca, su dunyadaki butun la'lari kendi bunyesinde toplarcasina illaaaa, illaaaaa, illaaaa dedirtmekte. Butun bu surec icerisindeyse saclarindaki kizilligi tum canliligini korumakta ve bu bize bir kanon etkisiyle masallah masallah dedirtmekte. Ama yine de benim sayin okumayacilarim, siz bir barutsunuz, ben bir ates, yanyana duramiyoruz, yoksa mizrap ve saz olup tarihe ismimizi tovbelerimizi boza boza gecirecegiz. Arkadasim olun yeter, boylesi daha guzel, elim bos da kalabilir, bakarsin Deniz Seki tutar, popstar yapar.

Mektubuma burada katiyen son vermezken, yesil bagin uzumunden, yola diktigim gozumden bahsetmek istiyorum. Turk dedigin peynirin en guzelini yapar, Turk dedigin peyniri icat etmistir, ancak bu konudaki tanitim eksikligimizden faydalanan, bizi icten yikmak isteyen santajcilar, komplocular, hainler, guveysiz evler gordum. Bu insanlara Tanri'dan bir munasip koca diliyorum her birine. Her zaman boyle miydim bilmiyorum. Matmazeller yollarima pusu kurmus beklemekte, ayak kokulu peynirleri gozlerini dikmis ustume nobette. Hadi gelin ustumuze, korkmuyoruz, biz var ya biz, Camlica'nin uc guluyuz, sizin aklinizi aliriz. Elimizi sallasak ellisi, basimizi sallasak kasar peyniri, mihalic peyniri, otlu peynir, tulum peyniri.

Mektubumu bitirmemek icin lafi nereden baglasam bilemezken, icim sikiliyor. Ustelik artik saatler 12'yi coktan hizla gecip, ati alip, Uskudar'a varmis bulunmakta. Ama umursamiyoruz, cunku biliyoruz ki elbet bir gun bulusacagiz, oyle durup bakisacagiz. Cunku sevgili okumayacilarim, saatlerin donup dolasip varacagi yer kurkcu dukkanidir.

Biz her gun sigara iciyoruz sayin dinlemeyenlerim, durmak usanmak bilmeden, yilmadan, pes etmeden, buyuk bir azimle, insanliga ibret olurcasina sigara iciyoruz. Yemiyoruz, icmiyoruz, Arap sacina donuyoruz yine de sigaramizi iciyoruz. Bu sefer tarihe gececegiz, bu sefer butun kupalar bizim olacak, bu sefer Turk'un yilmaz gucunu ispatlayacagiz. Biz zaten her acinin tiryakisiyiz, aramizda sigaranin lafi mi olur? Civi civiyi soker sayin gokteki yildizlarim, sozumu dinlemeyen gonullerim, sevdigimi ver diyenlerim. Sokelim o zaman anam, sokelim doya doya. Hic birseyde gozumuz yok zaten.

Mektubuma sirf sulaleni sapir supur opmemek icin son veremedigimi anlamis bulunmaktayken, birileri benim odama mehtap gibi dogmakta ve ben yazmaya hala doyamamakta. Hey yillar diyorum o zaman. Be hey gidi yillar, hey gidi yillar, ulan su gibi akip giden yillar, sizin ananiz babaniz nereli diyorum; boyunuza posunuza bin masallah diyorum. Daha ne diyeyim, daha ne diyeyim, peynir benim, o peynir dedigin benim, kafasina kafasina civi gibi civi gibi mi cak cak cakayim? Yoksa cakkidi cakkidi mi hoplatayim? Bilemiyorum ki sayin gozu seyirenlerim, bu iste bir hayir var diyenlerim; isin asli benim fincani tastan oyasim, rokfor peynirine de koyasim var.

Serefe.

Saturday, March 03, 2007

Ha 4. Murat ha Tony Blair

Kendimi kapana kisilmis bir fare gibi hissediyorum. Dun yasadigim ilk sokun yaza kadar arkasi gelecegi icin, tirnaklarimi yiye yiye sigara icmekteyim. Anti-sigaracilara bir cift lafim var: Sanane! Sanane!