asdf

Hani var ya bir film, cok meshurlar oynuyor. Bilmiyorum ben, filmden cok anlamam. Altinci His'ti adi ama. Cok meshurdu, o yuzden ben de anladim. Yoksa anlamazdim. Hani orada, oluler geldigi zaman usuyorlar hani, soguk hava geliyor. Ne ilginc degil mi? Benim de pencerenin kenarindan soguk hava geliyor. Ben de usuyorum. Ne ilginc degil mi?

Film demisken, ben filmlerden cok anlamam. Bilmem manasinda anlamam yani. Haz ederim etmesine, hazmedemem. Unuturum gider. Ama, bizim kutuphanede calisan bir adam var. Beni bir film dvd'si alirken gordu. Cok sasirdi, yalanci sen filmden anlamazsin dedi bana. Salladim. Beni dvd alirken gordu, film hakkinda yorum yapti. Film de March of the Penguins. Durdum durdum onu aldim, o kadar anlamam iste. Insan gider Fellini Mellini alir, ya da ne bileyim, daha kult bir seyler alir, bak nasil anliyorum ayagina yatar. Bu adam ben dvd'yi geri verirken de nasil buldugumu sordu. Rafta bakiyordum, gozume carpti dedim. Hayir gerzek kiz, filmi nasil buldun diyorum dedi. Iyiydi dedim. Simdi bu adam beni ne zaman gorse, film muhabbeti ediyor. Ve bu durum beni geriyor. Cunku birbirimizi tanimiyoruz. Ve ben filmden anlamam, en meshur filmleri seyretmemisimdir genelde. Sunu izledin mi diye sorulan sorulara cevabim hep 'hayir'dir. Insanlar buna o kadar alisti ki, izlemis olsam bile hayir diyorum artik. Sasirmasinlar diye. Kalp krizi falan gecirirler sonra, ugrasamam. Her neyse, onu diyorum, bu adam beni filmden cok anlar saniyor ve ben anlamamis oldugum halde anliyormus gibi film muhabbeti icerisinde bulunmaktan gerzekce geriliyorum. Evet minik bir sey belki ama, boyle gerzek minik seyler beni gerer, hayatim kabusa donusur bir sure sonra. Mesela sirf bu yuzden, kutuphaneye daha gec gider oldum. O adamla karsilasmayayim diye. Adi da o adam kaldi. Ismini bile bilmiyorum. O kadar tanimiyoruz yani. Annem kizacak sonra o olacak.