Bu aralar ruyamda hep yeni teknolojik aletler goruyorum. misal gecen gun, ucaga binecekmisiz ben ve annem, babam ve oglum. ve ucaga binmeden once ucakta calacak olan muzikleri onceden secebiliyormusuz. onun icin de havaaalaninda iki tane makine varmis. ilk once birine gidip bir cd seciyormusuz. sonra ikinci makineye gidip, ucak biletimizi okutuyormusuz, sonra da sectigimiz cd'yi o aletin icine koyuyormusuz. sonsonsonra da ucaga binince o sectigimiz cd'yi ucakta caliyorlarmis. yanliz ayni ruyada, ucaga bindigimde robbie williams'i gordum. o da thy ile istanbul'a gidiyormus. cikiyor, sarki falan soyluyor, sonra alkisliyoruz biz onu; yakindan gorunce ben onu iyy yaslanmis, kirisiklari var, nolmus buna diyorum. sonra da gamze ozcelik'le haluk bilginer cikiyor, oyun oynuyorlar. ben gulmeye basliyorum. sonra kendi gulme gurultum beni uyandiriyor. ama tabi bu sahislarin teknolojik aletlerle alakasi yok. varsa da ben kuramiyorum.
sonra diger bir gecen gun diyemeyecegim gecmeyen bir gunde, bir teknolojik alet daha gordum. cok gelismis bir tuvaletti. klozet var, karsisinda lavabo var. her sey otomatik. sen isini yapiyorsun, bilmem kac saniye sonra sen ellerini yika diye lavabodan su akmaya basliyor. ama isin tuhafiyesi, ayni zamanda sifon da calisiyor ve sifon lavabodan klozete dogru havadan puskuruyor. pek akil kari degil yani. haliyle ben de ellerimi yikayim derken islaniyorum, yana kacayim beni islatmasin diyorum ama kacamiyorum dogal olarak, zira ruyalarda hep boyle olur. falan filan uyaniyorum bir bakiyorum cok cisim gelmis. ahah bu da dogal olarak tabi.
iyi ki ruya goruyoruz da egleniyoruz. mesela ayrica ben bir kere de bir ruyamda bizim illustrasyon hocasina dogumgunu hediyesi olarak kucuk parmagimin yarisini hediye edecektim. olay da su: o kucuk parmagim onceden kesilmis ama ben onu kesilmisken klonunu yapmisim. yani kesilen parmagimi yerine takiyorum aslinda ama bir tane fazladan bosta kucuk parmagim oluyor. o gun de bizim o dedigim illustrasyon hocasinin dogumgunuymus, onu da ona hediye edeyim bari diyorum. okulda onu bulmak icin dolaniyorum, bir yandan da guluyorum, ay nasil surpriz yapacagim simdi ona diye seviniyorum falan, onun nasil tepki verecegini hayal ediyorum, bir gulme tutuyor hayal ettikce. yine gule gule kendimi uyandiriyorum. oyle ruya bitiyor haliyle ben uyaninca. aslinda uyaninca bitmeyen ruyadan istiyorum ama sanirim daha satilmiyor herhalde oyle bir sey. olsa da ben alamam zaten. taksit de yapmazlar buyuk ihtimalle.
ve bu arada kucuk parmak diye bahsettigim sey serce parmak. bir an onun isminin serce parmak oldugunu hatirladim. komik ama bir parmaga serce demek. hakikatten de serceye benziyor. cok sirin. bakip duruyorum da simdi serce parmagima, ya ucup giderse peki bir gun?
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
O teknolojik tuvaleti yapsa yapsa japonlar yapar. akşam haberlerinde gösterdi, mutfak/banyo fuarında, sen onune gelince kapagı otomatik acılan klozet. Fiyatı da 3milyar gibi bişeydi. Sonra bi japon çıktı, o getirmiş fuara. Bir de ben kucukken bi kitap okumustum, kaf dağının ardına yolculuk, hiç unutmam japonyada tuvaletlerde sen işini bitirdikten sonra otomatik el gibi bişey çıkıyormuş, temizliyormuş diye anlatıyordu. Kaynakta yanılıyor olabilirim, belki başka yerde okumuşumdur, yoksa o da mı ruyaydı. Hmm genetik bişey olmalı.
ahah yok o ruya degil, hatirliyorum ben de, ruyalara girecek kadar guzeldi gerci. hatta o dedigin kitabi da hatirliyorum, gulten dayioglu'nun degil miydi o kitap?(hala evde bu arada) ama, o tuvalet muhabbeti o kitapta miydi degil miydi emin degilim ben de. gerci koskoca dayioglu gulten kalkip kaf daginin ardina gitmisken tuvaletlerden bahseder mi ki acaba?=) ettiyse helal olsun cunku hehe.
Post a Comment