Kelimelerden giderken, bu sefer ikinci bir soru cikiyor insanin karsisina: Peki bir insan, omru boyunca en cok hangi iyelik ekini kullaniyordur? Birinci tekil, ikinci tekil, ucuncu tekil? Yoksa cogullardan mi gidiyoruz? Biz? Siz? Onlar?
Ilk bakista cok onemli bir sey gibi gozukmese de, bunun cevabi da bize bir hayli bir sey anlatacaktir. Kisilere ozel olarak bakarsak mesela, cogunlukla birinci tekil sahis kullanan bir insan, kendi isteklerine, dusuncelerine, ihtiyaclarina cevresinden daha cok onem veren bir insan olacaktir. "Ben, ben, ben!" durumudur baska bir deyisle. Bu kimi zaman bencillikle karistirilabilecegi gibi, bir yandan da kendine verdigi degeri de gosterdiginden gayet normal hatta artik olmasi gereken bir durumdur. Zira gunumuzde, baskalarina verilen deger ile o degerin donup dolasip gotumuze geri girme hadisesi arasindaki dogru oranti, birinci tekil sahistan gitmenin en guvenilir yol oldugunu siddetle ve hiddetle haykirmaktadir.
Diger yandan, cumlelerin sonuna mutemadiyen ikinci tekil ya da cogul sahis ekini ekleme takintisi olan insanlar ise, kendilerinden ziyade kafalarinda belirledikleri bir ikinci tekil zat ya da ikinci cogul zatlar icin yasamaktadirlar. Dedigimiz gibi bu zatlar genelde bellidirler, hayali bir insan ya da bir grup insan degildirler; yani sen ya da siz zamirini kaldirdigimizda onlarin yerine koyacagimiz isimleri biliyoruzdur. Bu durum bazen obsesif hadiselere yol acabilmektedir tabi ki de, bazen bazi seyleri sadece tek bir "sen" icin yapmaya baslariz onu hayatimizin merkezine yerlestirerek. "Sen nasil istersen", "Sen ne dersen" gibi cumleler bu durumun en masumane ornekleridir. Amma velakine, bu en fedakar, en dusunceli, en yufka yurekli gozuken iki cumleyi alip, bir mikroskop altina koyup, hucre cekirdeklerine yakindan bir goz atarsak, bunlarin bile ne gibi vahsi insani ozellikler tasidiklarini goruruz. Soyle ki: Bunu diyen insan kendi yapmak istediklerini ikinci plana atip, o "sen"in isteklerine uymaktadir, kendisi icin karar vermek bir yana, kendi davranislari icin sorumluluk almamaktadir ki bu en beteridir. Cunku bir sure sonra, isler bir yerde sarpa sardiginda ( zira isler her zaman bir noktada sarpa sarar) bu masum cumlelerin "ben sirf sen istedin diye oyle yaptim!!", "ama sen oyle dememistin!!" gibi cemkirmelere donusmesi muhtemeldir.
Bir de, ozellikle ulkemiz insaninin diline sumuk gibi yapisan diger bir iyelik eki vardir ki o da ucuncu cogul sahistir. Biz Turkce'de buna kisaca ne diyoruz? "Millet". Bu "millet" dedigimiz sey ise, bir ustteki durumun tersine, belirsizdir. "Onlar" ama kim? Belli degildir. Hayali bir grup insan bizim kararlarimizi, davranislarimizi etkileyip dururlar. Bu insanlarin hayali olmasi, sizofrenik bir yapi hakkinda ipuclari gonderse bile, kanimca bu, hayali olmamasindan aslinda cok cok daha sagliklidir. Cunku onca sayida belirli bir insanin OKEK'ini ( hani su meshur ortak katlarin en kucugunu) bulup sonra o insancik kutlesinin hepsini birden mutlu edebilme gibi bir saplantiya dusmek kadar mazosist bir davranis olamaz. Zira bugune bugun demokrasi dedigimiz sey okul siralarindan esen bir gazlar silsilesinden ibarettir, bakiniz hangi politikaci, hangi lider cogunlugun dedigini yapmaktadir ki biz kendi hayatimiza dair bir sey icin boyle bir girisimde bulunalim?
Ha bir de "birimiz hepimiz, hepimiz birimiz icin" nidalari tutturan birinci cogul sahis tutumu vardir ki onun da Sovyetler Birligi dagildigindan beri pek fazla izine rastlanmamistir.
Ve butun bunlar, ozelden genele dogru giden bir sekilde gruplara da ayrilabilir. Kadinlar, erkekler, yas gruplari veya jenerasyonlar gibi. Mesela: muhtemelen, ucuncu cogul sahis daha cok anneannelerimiz zamaninda, birinci cogul sahis ise annelerimiz zamaninda goruluyordur ve yeni kusaklar da daha cok birinci tekil sahis kullaniyordur. Ayni zamanda, ikinci tekil sahis kadinlar tarafindan daha cok kullaniliyordur, tabi yine muhtemelen. Hatta daha da genele gidersek bu gruplari ulkelere ve dillere gore bile ayirip kultur yapilarini karsilastirabiliriz. Hatta futursuzca abartip, belki de anadilin yapisi farkinda olmadan bir milletin tutumlarini ve davranislarini etkiliyor mudur gibi sorular bile uretebiliriz.(oha diyorum burada kendime artik)
Ah iste, taze taze psikografik yorumlanmis ustune de okunup uflenmis yeni bir hedef kitle. Gerisini stratejik planlamaci arkadaslara birakiyorum. Eti benim, kemigi sizin; tepe tepe kullanin.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment